Tülbent, hayatın arasına gerilmiş ince bir perde: örterken süzen, saklarken berraklaştıran. Bu kitaptaki
öyküler kasabanın buğulu lokantasında yıllar sonra karşılaşan iki eski dostun bakışında, kelle-paça
buharına karışan pişmanlıkta başlar; kapıdan süzülen jandarmanın sessiz selamıyla zaman ve yer
değiştirir. Hüsrev'in dili kaba, nefesi hızlıdır; Kiraz'ın üstüne dökülen öfke, duvarın kirecinde yankılanır.
Psikiyatri kliniğinin kırmızı sandalyesine çarpıp bankanın fuşya koltu ...