“Sounder’ın sesine paha biçilemezdi. Bu ses, büyük göğüs kafesinden ve geniş çenesinden âdeta
bir mağaranın içinden yankılanıp geliyormuşçasına çıkıyordu; daha dışarıya ulaşmadan yarı
yankıya dönüşüyordu. Avını ağaca kaçmak zorunda bırakan Sounder’ın geceyi dolduran ani
havlamasını duyan bir yabancı, ağacın altında bir değil, altı köpek olduğunu düşünebilirdi. Ama
kırsalın tamamında, verandalarının direklerine yaslanmış veya kulübelerinin kapılarında dikilmiş
ola ...