… Mehmet gülümsedi. Dolgun, kara bıyıklarını, iri gözleriyle süzdü.
— Onu dedi. O işte! MUSTAFA KEMAL PAŞA! Ben onu burada gördüm. Şimdi de yanına gidiyoruz değil mi beyim?
… — Mehmet, ben yaralandım. Sen bayrağı kurtar! Mehmet, bayrağı arkadaşından aldı. Çılgın bir boğa gibi gerisine fırladı.
Kayaların dibinden, deve dikenlerinin arasından süzülerek nehrin kenarına geldi. O artık mukadder neticeyi anlamıştı. Kendisinin
yeni ve mukaddes bir vazifeyle baş başa kaldığını hissed ...