Ayna, mağaranın en eski müdavimidir. Her giren, Tanrıdibi gibi kendini bulur onda. Zamanın kilidini açan bir içgörüye dönüşür ayna; iki gözlü, çok dilli bir kılavuz gibi elinden tutar, alarga misali açılan Uçmakovası’na sürükler sizi.
Bu yolculuk, aynaya bakmak gibidir: Her seferinde parçalanmış bir kitabın sayfasına varmak, dağılmış şirazeyi usulca yerine oturtmak, ebedi bir bütünlüğün eşiğine varmaktır.
Gerçek mi düş mü bu yol?
Bir samurun haykırışında, doğanın sarsılmaz sada ...