Bugün, bireysel tutum ve davranışlardan kurumsal ilişkilere kadar her alanda derinleşen krizlerin girdabındayız. “Ne pahasına olursa olsun...” elde edilen başarıyı kutsayan bir çıkar ahlakı; yaşamın anlamını, değerlerimizi ve ilişkilerimizi yıpratıyor.
Yazar, bu sorunun çözümünü “farkındalık”ta buluyor. Ancak bu farkındalık, kişisel gelişim furyasının tükettiği bir kavram değil; saf bir arayışın koşulu ve ürünü olan idrak çağrısıdır. Çünkü gerçek arayış; bir yere varmayı değil, sürekli yol ...