“A gençliğinde, bir sokak lambasının ışığında, direğine yaslanmış, “bir bütünü olmalı” diye sancılı soruşunu ve isyanını anımsadı. Aradan on yıllar geçmişti. ‘Görünmeyeni ve bilinmeyeni olmayan yekpare bir şey olmalı yaşam’ dedi kendi kendine. A gençliğindeki o sorunun yanıtını bununla verebiliyor muydu şimdi? ‘Bildikçe bilinemeyen, gördükçe görülemeyen bu sonsuz varoluşun ortasında duyumsadığımız geçicilik ve eksiklik acısı, görünmeyeni olmayan yekpare şeyin yaşam olduğunu görmekle diniyor, içi ...