Yirminci yüzyılın başında fizik, evreni açıklayan sarsılmaz temeller üzerine kurulmuş gibi görünüyordu. Newton’un yasaları kusursuzca işliyor, gerçeklik bütünüyle ölçülebilir ve öngörülebilir sanılıyordu. Ta ki üç büyük deha sahneye çıkana kadar: Einstein, Heisenberg ve Bohr.
Werner Heisenberg’in “belirsizlik ilkesi”, yüzyıllardır süregelen bilim anlayışını kökten sarstı; onu Albert Einstein’la doğrudan karşı karşıya getirdi ve Niels Bohr’u tarihin en hararetli entelektüel tartışmalarından ...